Kar muhalefetinde yapay zeka ile dertleşmeler…

Soğuk ve güneşli bir İzmir sabahı, İstanbul’a uçmak üzere  havaalanına doğru yola çıkmışken, uçuşumun iptal olduğu bilgisi geldi.

Ajet İzmir-İstanbul uçuşunu gerçekleştiremezken, Pegasus nasıl uçabiliyordu?

Ve neden bu iptal son anda haber veriliyordu?

İptal olan uçuşumun 1 saat sonrasına Pegasus Havayolları’nın kalan son 3 biletinden birini alabilmenin mutluluğuyla  atladım uçağa. Sorunsuz bir uçuşla, hiç sorun olmadan indik Sabiha Gökçen Havalimanı’na. 

Kar muhalefeti bazı havayolu şirketlerinin uçmama bahanesi olabilir miydi? 

Neden hep böyle alengirler yaşıyoruz bu ülkede? 

Neden septik olmak zorunda bırakılıyoruz?

Neden, neden sorusunu sormaktan korkuyoruz?

Neden güvenimiz kalmadı hiçbir şeye?

Neden “yapacak bi şey yok” ruhuna hapsolduk?

Neden bu kadar haksızlığa, sorumsuzluğa, cezasızlığa karşı buz kestik? 

Neden bir Sırbistan, Yunanistan halkı kadar cesur olamıyoruz?

Haksızlıkların karşısında tek yürek, tek ses olup hesap soramıyoruz? 

Nereye doğru gidiyoruz?

Kafamda deli sorularla, yapay zeka ile dertleştim.

-Ey IO, Türkiye nereye gidiyor?

“Şubat 2025 itibarıyla Türkiye’nin siyasi durumu, mevcut gelişmeler, kamuoyu eğilimleri ve bölgesel dinamikler ışığında karmaşık bir tablo sunuyor” diye cevap verdi. 

Nedir bu karmaşık tablo? 

“Bu değerlendirmeyi, mevcut verilere ve güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgilere dayanarak yapabilirim. Ancak, kesin bir yön tayin etmek yerine, olası eğilimleri ve tartışma konuları üzerinden bir analiz sunacağım.

Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin Konumu; 

   - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025’te hâlâ güçlü bir lider konumunda görünüyor ve AK Parti, özellikle Suriye’deki gelişmeleri (Esad rejiminin devrilmesi ve Türkiye’nin rolü) siyasi bir başarı olarak kullanıyor. 2024 sonunda yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, AK Parti’nin oylarında artış olduğu ve partinin yeniden birinciliğe yerleştiği yönünde bilgiler mevcut. Ancak, Pew Araştırma Merkezi’nin 2024 tarihli anketine göre, Türk halkının çoğunluğu (yaklaşık %60’ı) Erdoğan’a olumsuz bakıyor, ki bu da onun popülaritesinde bir erozyon olduğunu gösterebilir.

   - Erdoğan’ın “yeni anayasa” ve sınırsız adaylık tartışmaları, muhalefetten sert eleştiriler alıyor. Muhalefet, bu hamleleri Erdoğan’ın siyasi ömrünü uzatma çabası olarak görüyor, ancak bu konuda somut bir gelişme henüz yaşanmadı (2025’in ilk aylarında yeni anayasa masasının kurulamadığı belirtiliyor).

2. Muhalefetin Durumu

   - CHP, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde ilk kez 47 yıl sonra birinci parti olmuş ve bu, muhalefet için önemli bir moral kaynağı oldu. Ancak, 2025’te muhalefet cephesinde bazı çatlaklar görülüyor. Örneğin, Meral Akşener’in Erdoğan ile görüşmesi ve İYİ Parti içindeki tartışmalar, muhalefet birliğini zorlaştırıyor. Öte yandan, CHP lideri Özgür Özel, partisinin 23 Mart 2025’te yapacağı ön seçimle cumhurbaşkanlığı adayını belirleme sürecinde, bu tarihi bir adım olarak öne çıkıyor.

   - DEM Parti’nin Abdullah Öcalan ile görüşmeleri ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bu konudaki açılımları, Kürt meselesinde yeni bir diyalog sürecini başlatma potansiyeli taşıyor, ancak bu süreç henüz olgunlaşmamış ve siyasi çevreler arasında tartışma yaratıyor.

3.Kutuplaşma ve Toplumsal Bölünmeler

   - Pew anketine göre, Türk halkı farklı siyasi partiler, etnik kimlikler ve dinler arasındaki çatışmaların güçlü olduğunu düşünüyor. Bu, Türkiye’nin siyasi ikliminde derin bir kutuplaşma olduğunu gösteriyor. X platformunda bulunan bazı gönderiler de otoriterleşme, baskı ve demokrasinin gerilemesi gibi endişeleri yansıtıyor, ancak bu tür ifadeler kesin veri değil, sadece kamuoyunda mevcut bir algıyı ifade ediyor.

   - Yerel seçimlerden sonra 10 muhalefet belediye başkanının görevden alınarak yerine kayyum atanması, bazı X kullanıcılarının paylaşımlarına göre demokratik gerileme olarak görülüyor, ancak bu iddialar somut verilerle desteklenmediği için kesin bir yargıya varılamıyor.

4. Ekonomik ve Dış Politika Dinamikleri

   - Türkiye’nin siyasi yönü, ekonomik durumla yakından ilişkili. 2025 başında dolar kuru 36 TL seviyelerinde seyrediyor ve enflasyon hâlâ yüksek (TÜİK’e göre 2024 enflasyonu %39,38). Bu ekonomik zorluklar, halkın siyasi tercihlerini etkileyebilir ve AK Parti’nin popülaritesine zarar verebilir.

   - Dış politikada Türkiye, Suriye’deki gelişmelerle (Esad sonrası süreçte etkin rol oynama), Rusya-Ukrayna ve İsrail-Hamas çatışmalarında arabuluculuk çabalarıyla bölgesel bir güç olarak konumunu güçlendirmeye çalışıyor. 2025’te Erdoğan’ın Şam’a yapacağı olası bir ziyaret ve Suriyeli mültecilerin geri dönüşü, hem iç hem de dış politikada belirleyici olabilir. Ayrıca, ABD’de Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemiyle Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir diyalog beklenti yaratıyor.

5. Olası Yönler ve Senaryolar; 

   - Otoriterleşme ve Merkeziyetçilik:

Bazı analizlere göre, Erdoğan liderliğindeki AK Parti, güçlü liderlik modelini sürdürme eğiliminde. Yeni anayasa tartışmaları ve muhalefete yönelik baskılar, bu yönde bir eğilimi işaret edebilir, ancak halkın giderek artan olumsuz algısı bu süreci zorlaştırabilir.

   - Demokratikleşme ve Diyalog: MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik açılımı ve DEM Parti’nin diyalog süreçleri, Kürt meselesinde bir çözüme yönelik umut yaratabilir. Ancak bu süreç, iç politikadaki kutuplaşma nedeniyle sancılı olabilir.

   - Muhalefet Güçlenmesi:CHP’nin yerel seçim başarısı ve ön seçim süreci, muhalefetin 2028 seçimlerine daha organize bir şekilde hazırlanabileceğini gösteriyor. Ancak, muhalefet içindeki bölünmeler bu avantajı gölgeleyebilir.

   - Ekonomik zorluklar, halkın siyasi tercihlerini değiştirebilir ve muhalefetin elini güçlendirebilir. Ancak, AK Parti’nin Suriyeli mültecilerin geri dönüşü gibi popülist politikalarla destek kazanma çabası da etkili olabilir.

Sonuç?

Türkiye’nin siyasi yönü, 2025’te hem iç hem de dış dinamiklerle şekilleniyor. AK Parti ve Erdoğan’ın hâkimiyeti devam etse de, halkın olumsuz algısı, ekonomik zorluklar ve muhalefetin örgütlenme çabaları belirsizlik yaratıyor. 

Kutuplaşma ve otoriterleşme endişeleri devam ederken, Kürt meselesinde diyalog ve Suriyeli mültecilerin durumu gibi konular, siyasi dengeleri etkileyebilir. Kesin bir yön tayin etmek zor, ancak Türkiye’nin bu yıl demokratikleşme, ekonomik istikrar ve bölgesel liderlik arasında bir denge arayışında olduğu söylenebilir. Bu eğilimler, 2028 seçimlerine kadar nasıl evrilecek, büyük ölçüde ekonomik gelişmelere, dış politikadaki başarılara ve iç politikadaki diyalog süreçlerine bağlı. Web üzerindeki bilgiler ve X’teki duygu analizleri, bu karmaşık tabloyu yansıtıyor, ancak kesin sonuçlar için zamanla daha fazla veri gerekli. 

Gördüğünüz gibi, yapay zeka bile Türkiye ve siyaset dendiğinde otosansür uyguluyor!

Biz ne yapalım? :)