Küçük ama yakında etkisi büyük olacak bu haber kamuoyunun gündeminde yer almadı!
“Devlet, üç gün önce Türkiye’nin en zengin tarım arazilerinin bulunduğu Büyük Menderes Havzası’nda, tarım alanlarının yüzde 50’sine su verilmeyeceğini açıkladı!
Aydın Valiliği, 2025’te Büyük Menderes Havzası’ndaki tarım alanlarının yüzde 50’sine sadece iki kez sulama hakkı tanınacağını duyurdu. Kalan alanlarda ise sulu tarımdan kuru tarıma geçiliyor!
İklim krizi nedeniyle yaşanan kuraklık daha şimdiden tarım ürünlerini vurmuş durumda. Büyük Menderes Havzası’nın barajlarındaki su kritik noktada!
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Şubat ayı kuraklık haritalarını yayınladı. Ocak ayında olduğu gibi, Şubat ayında da ülkenin büyük bölümü, “acil durum” olarak nitelendirilen “KURAKLIK” yaşıyor.
Aydın Valiliği’nin bu kararı üretimin tam ortasında, üreticinin suratına bir duvar gibi çarptı. Su kıtlığı nedeniye vahşi sulamadan damlama sulamaya geçen üreticiye de “en fazla iki sulama yapma hakkın var” demek, üreticiyi çok büyük zarara sokmak demektir. Valilik yaşanan afeti yönetmeye çalışırken, sulama sezonunun ortasında alınan bu kararla, üreticiyi hem çok zor durumda, hem de çok yalnız bırakıyor.
Geçtiğimiz yıl Büyük Menderes Havzası, Söke Ovası, Aydın ve Manisa’da, gelmekte olan su krizinin peşine düştüm. Büyük bir kuraklıkla karşı karşıya olduğumuzu anlatan SULAR BULANMADAN belgeselimiz, çok acil harekete geçmek gerektiğine vurgu yapıyor, bugün su krizini en acımasız şekliyle yaşayanların ifadeleriyle, tüm gerçekleriyle ortaya seriyor.
Ancak ne yazık ki, geç kalındı.
Kuraklık kendini göstere göstere geldi. Suyu Yüzde 75’ini tarım sektörü kullanıyor. Ama üreticiler su kullanımı konusunda bakanlık tarafından bir farkındalık programına alınmış değil. Üretici kendi iradesiye, ne olacağını bildiği için çok hızlı bir şekilde modern sulama yöntemlerine, damlama sulamaya geçmek istiyor. Parası olan üretici bu yatırımı yapıyor. Ya olmayan üretici?
Onlar da yalnız bırakılmış durumda.
Peki, Aydın Valiliği’nin aldığı bu karar tüketiciye ne anlatıyor?
Tüketici çok yakında büyük bir gıda krizi ile karşı karşıya kalacak. Tarım ürünlerinin fiyatı çok artacak. Hatta birçok temel gıda pazarda bulunamayacak bile. Su krizine bir çözüm bulunamaz ise, beş yıla kalmayacak, kıtlık baş gösterecek.
Bunu ben söylemiyorum, bilim insanları söylüyor.
Avrupa Birliği ülkeleri susuz gıda üretimi üzerinde çalışmalar yapıyorlar. Üretici ve tüketiciler su tasarrufu konusunda eğitiliyorlar. Çevre, İklim, iklim krizi, sürdürülebilirlik, bugün dünyanın en önemli sorunlarından biri.
Türkiye su zengini bir ülke iken, çok hızlı bir şekilde su kıtlığı yaşayan ülke konumuna geldi.
Acil olarak tüm üreticilerin vahşi sulamadan damlama sulamaya geçişi devlet tarafından desteklenmeli.
Devlet planlamasını masa üzerinde değil, sahaya inerek yapmalı. Damlama sulama uygulaması yapan üreticiyi su kısıtlamasının dışında tutmalı.
SULAR BULANMADAN adlı belgeselimizin kahramanı Hüseyin amca, bugün sahada üreticinin nasıl bir açmaz içinde olduğunu o kadar güzel anlatıyor ki, kulak verelim;
“Gittim sular idaresine, bana da iki sulama hakkın var dediler. Yaa nasıl olur? Ben zaten damlama sulama yapıyorum. Suyu çok az kullanıyorum. Bir türlü derdimi anlatamadım. CİMER’e yazdım, CİMER beni Tarım Bakanlığı’na yönlendirdi. Tarım bakanlığı, beni tekrar Tarım İl Müdürlüğü’ne yönlendirdi. Bana bunun açıklamasını yapın dedim. Sizin bir ziraat mühendisiniz yok mu? Neden damlamada iki sulama hakkı ile bana kısıt konduğunu anlatsın.
Hüseyin amcanın aldığı cevap şu;
“Komşu ne der?”
Yahu bize ne o komşudan? Keşke herkes benim gibi damlama sulama yapsa da, o su bize iki yıl yeter!
Taşıma su ile değirmen döndürenlere Hakkı amcadan en güzel cevap olmuş.
Suları bulandırmayın, çare bulun…
Çok Okunanlar

Yandaş şirketin VIP anketinden çarpıcı sonuçlar

Gelinim Mutfakta 13 Mart Çarşamba puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?

'Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?'

13 Mart günlük burç yorumları: Ay tutulması ile değişim zamanı!

Turgut Özal ile yeni rota

Trafikte yeni dönem başladı! Kırmızı ışıkta geçmenin cezası ne kadar?

Tanık, Ece Gürel’in kaybolduğu gün duyduğu gizemli çığlıkları anlattı!

Suları bulandırmayın, çare bulun!

Bağımsız haber siteleri için trafik kaybının sebebi ne?

Erdoğan ve İmamoğlu arasında kaç puan fark var?