2024 yılı seçimler açısından dolu bir yıl. ABD başkanlık seçimleri Türk kamuoyunun yanı sıra yabancı kamuoyunun da ilgisini çekiyor. Ancak Türkiye'nin yakın çevresindeki seçim sonuçlarının bu bölgedeki siyasi yelpazeyi etkileyeceği ülkeler de var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı ülkelerden biri de Türkiye'nin ikili işbirliği ilişkilerinin iyi olduğu Moldova Cumhuriyeti'dir. 20 Ekim'de Moldova'da Ukrayna'da savaşın başlamasından bu yana ilk kez seçimler yapılacak. Aynı gün, Moldovalılar ülkenin Anayasasını değiştirmek için yapılacak referanduma katılmaya davet ediliyor. Referandumda Moldovalılar "Moldova Cumhuriyeti'nin AB'ye katılımı amacıyla Anayasanın değiştirilmesini destekliyor musunuz?" sorusuna cevap verecek.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri
20 Ekim'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine 11 aday katılacak. Seçim yarışı daha çok ülkenin şu anki başkanı Maia Sandu (Batı yanlısı) ile Gagavuz etnik kökenli siyasetçi, eski savcı Alexandr Stoyanoglo arasında gerçekleşecek. Stoyanoglo, ülkenin eski cumhurbaşkanı Igor Dodon'un liderliğindeki Rusya yanlısı parti Sosyalist Parti tarafından desteklenen bir aday. Maia Sandu, başkanlık pozisyonunun favorisi olarak görülüyor. Onun liderliğinde Moldova'ya AB'ye aday ülke statüsü verildi ve katılım müzakereleri başlatıldı. Rusya-Ukrayna savaşı, Moldova ve Ukrayna'nın Avrupa entegrasyonunu hızlandıran bir katalizör oldu. Ancak Sandu, seçmenlerine vaat ettiği adalet sistemindeki mütevazı reformlar ve yolsuzlukla mücadele nedeniyle çok eleştiriliyor.
Ukrayna'daki savaş Moldova ile Rusya arasındaki ilişkileri kökten değiştirdi. Moldovalı yetkililer Kiev'i destekliyor ve Moskova ile ikili ilişkiler her düzeyde dondurulmuş durumda. Bu durum ikili ekonomik ilişkileri de etkiledi. Şu anda, Moldova Cumhuriyeti'nin ekonomisi Avrupa Birliği'ne çok güçlü bir şekilde bağlı. Ülkenin ihracatının neredeyse %70'i Avrupa Birliği ülkelerine yapılıyor. Savaştan önce market raflarında Rus ürünlerini bulabilirken, şimdi bunların yerini Ukrayna ürünleri aldı.
Moldova'nın iki büyük toprak sorunu var: Transdinyester ve Gagavuzya (özerkliğe sahip ve Moldova için sorun haline gelme eğiliminde olan bölge). Her iki bölge de Rusya'nın nüfuzu yoğun hissedilebiliyor. Rus 14. Ordusu Transdinyester'de konuşlanmış durumda. Gagavuzya'da Moskova tarafından desteklenen siyasetçiler iktidardadır. Mevcut Gagavuzya başkanı, Evghenya Gutsul, kaçak iş adamı Ilan Şor'un partisinin temsilcisidir. Ilan Şor, Moldova'da devlet bütçesinden 1 milyar dolar çaldığı gerekçesiyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
AB'ye katılım referandumu
Bana göre Moldova'nın AB'ye katılım referandumu bir formalitedir. Bunu neden söylüyorum? Çünkü Moldova vatandaşlarının önemli bir kısmı Romanya ya da Bulgar vatandaşlığına sahiptir (resmi rakamlara göre 1 milyon civarı). Dolayısıyla otomatik olarak Avrupa vatandaşı oluyorlar. Üstelik bunların önemli bir kısmı zaten AB ülkelerinde yaşıyor. Gagavuzya sakinleri AB'ye katılmaya karşı olduklarını beyan etseler bile, 2022'de Gagavuzya'dan yapılan ihracatın yüzde 42'si AB'ye giderken, Rusya'daki bu oran sadece yüzde 8'di.
AB'ye katılım, ülkeyi 2001-2009 yılları arasında yöneten komünistlerin de gündeminde olan bir konuydu, yani Moldovalıların aşina olduğu bir konu. Anket verilerine göre ülke nüfusunun yarısından fazlası AB'ye katılım yönünde oy kullanacaklar.
Başkan adaylarından hiçbirinin ülkenin Avrupa entegrasyonuna radikal bir şekilde karşı olmadığını belirtmeliyim. Bazı adaylar, belki de katılım için doğru zaman olmadığını söylüyor (sanki AB'ye katılım çok kısa süre içinde olacakmış gibi). Bunun tek istisnası ise, yukarıda bahsettiğim, Moldova, İsrail ve son zamanlarda Rusya vatandaşı olan kaçak Moldova oligarkı Ilan Şor'un liderliğindeki "Zafer" bloğunun adayı.
Rus nüfuzu
Rusya hiçbir zaman eski Sovyet coğrafyadaki nüfuzunu kaybetmek istemedi. Bu anlamda Moldova bir istisna değil. Tam da bu nedenle Rusya'nın bu dönemdeki propaganda makinesi maksimum performansla çalışıyor. Örneğin, Rus propagandası Moldovalıları AB üyeliğinin egemenlik kaybı anlamına geldiğine ve ülkenin güvenliğine tehdit oluşturduğuna ikna etmeye çalışıyor. Dahası, eğer Moldovalılar AB'ye katılmak için oy verirse, Ukrayna'daki savaşta NATO'nun yanında savaşmak zorunda kalacaklar ve Moldovalıları NATO ile AB'nin aynı anlama geldiğine inandırmaya çalışacaklar. Geçtiğimiz yıllardaki seçimlerde Moskova'nın desteklediği adaylar, seçimleri kaybetmeleri halinde Moldova'nın 30 bin Suriyeliye ev sahipliği yapmak zorunda kalacağını söylüyorlardı. Onlar seçimleri kaybettiler ama Suriyeliler bir türlü gelmediler. Herhalde Türkiye’de kaldılar. Moldova'yı korkutan bir diğer gelişme ise Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova'nın, Moldova'nın AB'ye katılması halinde Moldovalıların çocuklarının alınacağını ve cinsiyetlerinin değiştirileceğini ifade etmesi oldu. Ne söyleyebilirim? Yorumlar sizin. Rusların propaganda yaratıcılığı sınır tanımıyor. Kremlin, Moldovalı yetkilileri Rus düşmanılığı politikasını teşvik ettikleri için suçluyor.
Moldova'nın Rusya ile ortak bir geçmişi, ortak Ortodoks Hıristiyan değerleri olsa da, Rusya'nın Batı önünde "yumuşak güç" sınavını, yani Moldovalıların kalbini ve sempatisini kazanma savaşını kaybettiğini söyleyebilirim. Size bir örnek vereyim. Yıllar boyunca, Moskova, Kişinev'deki hukümetin davranışını beğenmediğinde, ekonomik yaptırımların geleceğini herkes biliyordu. Ya meyvelerde çok fazla böcek ilacı var ya da şarap çok "ekşi" gibi anlamsız sebepler ortaya koyuyorlardı! Moskova'nın tepkisi her zaman sert oldu ve Moldova’nın en çok zarar gördüğü hassas yeri, yani ekonomisini etkiledi. Öte yandan Amerikalılar ne yapıyorlardı mesela? Yeni atanan ABD büyükelçisi her seferinde Moldova halkına Rumence hitap ediyordu (bir kağıttan veya bir ekrandan okuyor olsa bile) ve bu jest her seferinde Moldovalılar tarafından son derece takdir ediliyordu, çünkü çoğu ülkede olduğu gibi dil konusu Moldova'da çok hassas bir konudur.
Ukrayna'daki savaş Rusya'nın Moldova'daki imajını daha da zedeledi. Rusya, Ukrayna'daki etnik Rusların ve Rusça konuşanların haklarını savunduğunu söyledi. Ama nasıl? Ukrayna'yı bombalayarak. Görünüşe göre Moldova'daki etnik Ruslar kendi haklarının bu şekilde savunulmasını istemiyorlar.
Moldova'nın zorlu, çalkantılı bir geçmişi var. Küçük, yoksul bir ülke, burada insanlar hâlâ "çalıyor ama aynı zamanda bize de veriyor" diyerek bu politikacıları seçiyor. Yıllar boyunca ülkenin nasıl değiştiğini ve insanların ne istediğini gördüm. Moldovalılar barış istiyorlar, her şeyden önce reform ve refah istiyorlar.
Çocukken içinde bulunduğum çevrede asla unutamayacağım şu söz söylenirdi: "Keşke Almanlar gelip bizi fethetseydi. Almanlara ve Batı'dakilere bak nasıl yaşıyorlar. Bize ve Doğu'dakilere bak?" O insanların açıklaması çok fazla yaşanmış acı ve pişmanlık içeriyordu. Bu nedenle 20 Ekim'de Moldovalılar ülkelerine yardım etmek ve diğer nesillerin kalplerinde artık pişmanlık ve acı kalmamasını sağlamak için bu seçimler onlar için önemli bir şanstır.
Çok Okunanlar
Fatih'teki vahşette yeni ayrıntı ortaya çıktı
Katil Semih Çelik'in babasının ifadesi ortaya çıktı
Narin Güran cinayetinin şifresi Arif Güran'dan mı geçiyor?
Semih Çelik'le gündeme gelmişti
Narin Güran cinayetinde rapordan DNA çıktı
İkbal Uzuner ile Semih Çelik’in son görüntüleri ortaya çıktı
Dünya Sağlık Örgütü'nden Türkiye için korkutan rapor
'Altı kurbanın vücudundan farklı parçaları kesen bir seri katil...'
Planı görmek için 'kâhin' olmaya gerek yok da BOP’a tamam mı devam mı?!
Herkes onun güzelliğini konuşuyor