Yalnızlaşan Ukrayna

BBC'nin bir hafta önce yayınladığı ve yakın gelecekte Ukrayna'nın yenilgisine yol açabilecek nedenleri açıklayan makalenin başlığı “Ukrayna 2024'te yenilgiyle karşı karşıya kalabilir" idi.  Rusya'nın bu yaz Ukrayna savunma hatlarını aşmayı amaçlayan büyük bir saldırı başlatacağı varsayılıyor. Rusya'nın en büyük hedeflerinden biri, defalarca bombalanan ve Rusya sınırına sadece 29 km uzaklıkta bulunan Kharkiv şehrinin ele geçirilmesidir. Yaklaşık 1,5 milyonluk nüfusuyla Kiev'den sonra ikinci büyük şehir olan Kharkiv, hâlâ fethedilmesi zor bir şehir. Ancak Ruslar bu önemli şehri ele geçirmeyi başarırlarsa, bu hem Ukraynalıların morali bozacak hem de bir bütün olarak ülke ekonomisi için çok büyük bir darbe olacaktır. Kharkiv belediye başkanı, hava savunma sistemlerinin tükenmesi durumunda şehrinin "ikinci bir Halep" olma riskiyle karşı karşıya olduğuna inanıyor. BBC'deki makalede, Rusya'nın stratejik hedefinin bölgesel değil, Ukraynalıların mücadele ruhunu ezerek psikolojik-ahlaki bir hedef olabileceği belirtiliyor. Ruslar bu hedefe ulaştıktan sonra Ukraynalıların Batılı destekçilerini bu savaşın kaybedilmiş bir dava olduğuna ikna edecekler.

Peki batı basınında neden böyle bir makale yayınlansın ki? Çünkü aslında çok savunmasız hale gelen Ukrayna'nın bu savaşı kaybedebileceğini düşündürecek yeterince neden var. Birkaç aydır Ukrayna'nın ciddi bir mühimmat, iyi eğitimli asker ve hava savunma sistemi sıkıntısı yaşadığı giderek daha açık hale geldi. Ukrayna şehirleri neredeyse her gün bombalanıyor ve Ukrayna'nın artık hava sahasını koruyacak füze savunma sistemleri yok. ABD'nin geçen yıl vaat ettiği 60 milyar dolarlık mali yardım henüz ABD Kongresinde oylanmadı. Bu yardım paketine oy verme sözü Biden yönetimi tarafından yineleniyor. Ancak  Ukraynalılara şimdilik yalnızca vaatler kalıyor. 

İran'ın İsrail'e yönelik insansız hava aracı ve füze saldırısı, Batılı ülkelerin çifte standartla hareket ettiğini bir kez daha gösterdi. ABD, Fransız ve İngiliz hava kuvvetleri, İran'ın Ukrayna gibi NATO üyesi olmayan İsrail'e yönelik saldırılarını püskürtmeyi başardı. Bu, Ukraynalılar arasında bir öfke ve kızgınlık dalgasına yol açtı. Aynı zamanda da hayal kırıklığı yarattı. Olanlardan öfkelenen Başkan Zelenski, Ukrayna'yı korumak için yalnızca NATO devletlerinin siyasi iradesinin yeterli olacağını söylemiştir.

Ancak Beyaz Saray, Ortadoğu ve Ukrayna'daki çatışmaların tamamen farklı olduğunu, bu nedenle Washington'un Ukrayna ve İsrail'e yaptığı yardımın ve ABD'nin dünyanın iki bölgesindeki çatışmalara müdahalesinin aynı olamayacağını belirtti. Bu arada Zelenski, Ukrayna'da yeni zorunlu askerliklerin yürürlüğe girmesini sağlayan tartışmalı seferberlik yasasını imzaladı. Kiev'de büyük bir personel sıkıntısı yaşanıyor. Birçok Ukraynalı, savaş başladıktan kısa süre sonra ülkeyi terk etti. İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başladığı Ekim 2023'te Ukrayna'daki savaş kamuoyunun ilgisinin gölgesinde kaldı. İran ile İsrail arasındaki çatışmanın tırmanması halinde yine gölgede kalabilir. Bu, halihazırda savaş alanında çok iyi bir konumda bulunan Rusya'nın avantajına olacaktır. Burada sadece Batılı liderlerin İsrail'e göstereceği ilgiden değil, Rusya'nın hoşuna gidecek şekilde İsrail'e verilebilecek askeri ve lojistik destekten de bahsediyoruz.

Ne yazık ki şu anda Ukrayna birçok açıdan dezavantajlı durumda. Ukraynadaki medyaya göre, savaş alanında kuvvetlerin asker sayısına oranı Rusların lehine bire yedi ile bire on arasında değişiyor. Ukrayna ciddi bir asker sıkıntısıyla karşı karşıya. Mühimmat eksikliği, Patriot füzelerinin ve diğer uçaksavar füzelerinin eksikliği, savaş alanındaki güç dengesini büyük ölçüde etkileyecek ve Ukrayna yakın gelecekte daha da büyük kayıplar yaşayacak. 

Sonuç olarak, Ukrayna savaşın başlangıcından bu yana en kırılgan ve sorunlu durumdadır. Yukarıda bahsettiğim zafiyetler ve ABD yardımının gecikmesi, bir Rus taarruzunun püskürtülmesini imkansız hale getirecektir. Rusya bu koşullardan yararlanabilir ve bu savaşta zafer kazanması ya da en azından Ukraynalıların savaşma ruhunu kırma hedefine ulaşması kimseyi şaşırtmamalı. Kesin olan şu ki, Rusya'nın Moskova Kızıl Meydan'da askeri geçit töreniyle kutladığı 9 Mayıs "Zafer Bayramı" günü yaklaşıyor. Rusya, bu durumdan faydalanıp savaş alanındaki son başarılarını tüm dünyaya göstermek için uygun bir fırsat olduğunu düşünebilir.