Hem Mehmet Şimşek’in, hem de Merkez Bankası üst yönetiminin bir söylemi var: “Mayıs’tan sonra enflasyon düşecek.”
“Efendim, faizleri yükseltmişler, parasal sıkılaştırma tedbirleri almışlar. İrrasyonellikten rasyonel politikalara dönmüşler, bu kararların etkisiyle önümüzdeki dönem enflasyon düşecekmiş.”
Tam bir “Kurnaz Tilki” propagandası… Mayıs’tan sonra düşeceğini sanmıyorum ama Temmuz ve Ağustos ayından sonra gerçekten yıllık enflasyon sert bir şekilde düşecek. Ama Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası'nın uyguladığı politikalar nedeniyle değil. “Baz etkisi” dediğimiz nedenle düşecek. Uyguladıkları politikaların neden düşürmeyeceğini açıklamadan önce, şu “baz etkisinin” nasıl gerçekleşeceğini şimdiden not düşelim, “kurnaz tilki” oyununu afişe edelim.
Yıllık enflasyon ölçülürken, her yıl yeni gelen ayın enflasyon oranı hesaba dahil edilir, eski yılın ayı hesaptan çıkartılır. Mayıs 2024 ayında, 12 aylık enflasyon hesabı yapılırken, Mayıs 2024 verisi sisteme dahil edilir, Mayıs 2023 verisi sistemden çıkılır. Geçtiğimiz yıl 14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerinde Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri nedeniyle, döviz kuru iyice baskılanmış, bütçe harcamaları artmış, akaryakıt zamları ertelenmişti. Seçimler bittikten sonra Haziran Temmuz arasındaki iki ayda benzine yüzde 75, mazota yüzde 88 zam gelmiş, dolar kuru da iki ay içinde yüzde 38 artmıştı. Haziran ve Temmuz ayında meydana gelen bu zamlar sonucu, TÜİK’e göre bile Temmuz enflasyonu yüzde 9.49, Ağustos ayında da yüzde 9.09 olmuştu. Haziran’da yüzde 38.27 olan yıllık enflasyon bir ay içinde 9.5 puan artarak yıllık yüzde 47’ye, Ağustos’ta da 11 puan artarak yüzde 58’e yükselmişti. Söz konusu iki ayda ENAG enflasyonu da yıllık yüzde 108’den yüzde 128’e çıkmıştı.
Şimdi önümüzdeki Temmuz ayından itibaren enflasyonun nasıl düşeceğini görelim. Merkez Bankası'nın açıklamasına göre TÜİK enflasyonu Mayıs ya da Haziran aylarında yüzde 75’ler seviyesine gelecek. Yani aylık olarak da geçtiğimiz yıla göre artacak. Ama sonra hızlı bir düşüşle inecekmiş. Bu durumda Haziran 2024 yıllık enflasyon, Merkez Bankası'nın dediği gibi yüzde 75 olsun. Temmuz 2024’te de TÜİK’in enflasyonu Merkez Bankası'nın beklentileri doğrultusunda yüzde 2 ölçtüğünü kabul edelim. Bu durumda yüzde 9.49’luk enflasyon hesaptan düşürülecek, yüzde 2’lik enflasyon eklenecek. Temmuz’da yıllık enflasyon, 12 puan azalarak yüzde 75’ten yüzde 63’e düşecek. Ağustos ayında da yüzde 2’lik bir enflasyon varsaydığımızda yıllık enflasyon yüzde 52.5’e inecek. Enflasyonu iki ayda 23 puan birden düşürdük diye caka satacaklar.
(Not: Enflasyon hesabında toplama çıkarma yapılmaz, çarpma bölme işlemi yapılır. Yüzde 75’lik yıllık enflasyondan yüzde 9.49’u çıkarmak için her iki veri 1 ile toplanır, sonra bölünür. 1.75 / 1.0949 = 1.5983 Bu sayıya yüzde 2 eklemek için bu sayı 1.02 ile çarpılır. Yüzde 63 bulunur. )
Bu düşüş, baz etkisidir ve uygulanan ekonomik politikalarla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Mevcut yönetimin ve Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürmesi söz konusu değildir.
HANGİ KESİMİN TALEP ARTIŞI
Nedenlerine gelince… Arkadaşların enflasyonla mücadele için uyguladığı politikalar, gerçekçi değil. En başta, enflasyonun nedenini doğru tespit edemiyorlar. Onlara göre enflasyonun nedeni asgari ücretteki beklenenden yüksek artışların yol açtığı talep artışı, yönetilen fiyatlar (devletin yaptığı zamlar) ve yurttaşların soğuk kış günlerinde 25 metreküpten fazla doğal gaz kullanımı.
Yönetilen fiyatlar dedikleri akaryakıt ve benzeri zamların enflasyonist etkisine itirazım yok. Talep artışının neden olduğu enflasyonist etkiye gelince… Ayrıldığımız nokta, hangi kesimin talep artışından söz ediyoruz. Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası ücretlilerin, emeklilerin hane halkının talep artışını söylüyor. Ben ve benim gibi düşünen iktisatçılar da ısrarla, “Gelirleri reel olarak düşen emekçi kesimin, emeklilerin, dar gelirlilerin alım gücü düştü, fiziki olarak da satın aldıkları ürünlerin miktarı azaldı. Bu kesimin tüketimi enflasyonu artırmaz. Siz gelirden en fazla pay alan en zengin yüzde 20’lik kesimin tüketimine, kara paradan nemalanan kesimlerin tüketimine, sayıları 10 milyonu aşan sığınmacıların tüketimine ve elbette kamu harcamalarına bakın” diyoruz.
ÇEŞİT ÇEŞİT ENFLASYON NEDENİMİZ VAR
Türkiye’de yaşadığımız enflasyonun tek nedeni, talep fazlası değil. Arz eksikliği de var. Üretim maliyetlerinden ya da piyasalarda istikrarsızlıktan ve spekülatif fiyatlandırmalardan kaynaklanan enflasyon da var. İstikrarsız ve güvenin kaybolduğu bir ekonomide yeni yatırım yapılıp arz artırılmıyor. Talep artışına rağmen, kimse yatırım yapıp üretimi artırmıyor, ithalata yöneliyor. İthalat yoluyla artırılan arz da sonuçta bu kez fiyatların kur kaynaklı yükselmesine neden oluyor. Ve şu sıralarda bana göre en önemli etkilerden biri de, fırsatçıların neden olduğu fiyat artışları.
Piyasada hiçbir şey doğru ölçülemiyor. Türk Lirası ile paranın ölçme fonksiyonu çoktan kaybolmuştu, dolarla da kaybolduğu için, hiçbir fiyat gerçeği yansıtmıyor. Fiyatlar spekülatif belirleniyor. Fiyatlarını kendi belirleme gücüne sahip şirketler, fiyat şişirerek enflasyonu körüklüyor. Eskiden buna fırsatçıların neden olduğu enflasyon diyorduk. Şimdi değerli iktisatçı Mahfi Eğilmez, bu enflasyon türünün “Greedflasyon” (satıcılar tarafından enflasyonun üzerinde fiyat artışı yapılması) olarak tanımlandığını hatırlattı. Ayrıca yine Mahfi hocanın belirttiği, fiyatları artırmadan kaliteyi düşüren (skimpflasyon) ya da ambalajlardaki gramajı düşüren (shrinkflasyon) gibi enflasyon hileleri var. Geçtiğimiz yıl Youtube Kanalımda bir video çekmiştim. Türkiye’deki enflasyonun nedenlerini sayarken tam 19 tane neden sıralamışım. .
Arkadaşlar toplam talebi düşürmek için faiz artırdık diyorlar. Oysa yaşanan gerçek enflasyon ile bu arkadaşların artırdıkları faiz, hala devasa boyutta negatif faiz. Gerçek enflasyon yüzde 130’lar seviyesinde ve sizin artırdığınız faiz yüzde 45… Toplumda gerçek enflasyonun yüzde 45’in altına düşeceği beklentisi var mı? Peki en yüksek yüzde 20’lik kesim, tasarruf yeteneğine rağmen neden tasarruf etmiyor da parasını tüketime, arsaya, konuta, otomobile, altına, dövize yatırıyor. Tasarruf eden kişi, tasarruf ettiği paranın alım gücünün düşmesini istemez, hatta biraz da üzerine kazanmak ister. Sizin uyguladığınız ve uygulamaya devam ettiğiniz devasa boyuttaki negatif faiz politikaları sonucunda elinde parası olan, güvenilmez ve hiçbir getirisi olmayan Türk Lirasından kaçtı, ne bulursa aldı ve almaya devam ediyor. Enflasyonu artıran talep bu… Önce burada anlaşalım. Tabi sonrasında şunu da tartışalım. Paranız güvenilmez. Onu güvenilir hale getirmek için ne yapılması lazım. Madem talep bu kadar artıyor, neden artan talebe rağmen üretim ve yeni yatırımlar artmıyor? Neden talep artışını ithalatla karşılamaya çalışıyoruz ve neden hala devasa dış ticaret açıkları vermeye devam ediyoruz?
OTOMOBİL UÇAR GİDER
Nerelerde hata yaptınız ve yapmaya devam ediyorsunuz? Bunları düşünüp düşünmediğinizi bilmiyorum. Ama düşünseydiniz, bu sorunların üstesinden gelmek için uygulanması gereken politikaları da tartışmaya açardınız. Yapmadınız. Yoksul kesimin kredi kartı harcamalarıyla enflasyonu düşüreceğine inanıyorsunuz. İktidarın devasa bütçe açıklarını ve maliye politikaları hakkında tek kelime laf edemiyorsunuz, ikinci konuta ek vergi getirelim diye saçma sapan maliye politikaları öneriyorsunuz. O nedenle siz enflasyonu düşüremezsiniz. Sadece ve sadece tilki kurnazlığı ile önümüzdeki Mayıstan sonra enflasyon düşecek dersiniz. Kısa bir süreliğine yıllık enflasyon hızı düşer ama fiyatlar genel seviyesi diye tanımladığımız enflasyon artmaya devam eder.
Şu baz etkisiyle düşen enflasyonu bu kadar uzun açıklamaya çalıştım. Ama çok daha basit bir izahı var. Otomobil, saatte 130 kilometre süratli yol alıyordu. Sürücü biraz insafa geldi, frene bastı ve saatte 36 kilometre hıza düştü. Ama otomobil durmadı, geri gelip sizi de almadı. Hala gidiyor ve siz saatte 5 kilometrelik yürüme hızınızla o otomobile yetişmeye çalışıyorsunuz. Ama inanın o otomobilin hızı saatte 36 kilometreye düşmeyecek, düşse bile bir süre sonra otoyoldaki spor otomobil gibi yine gaza basacak. Şayet Merkez Bankasının hedefleri tutarsa ki tutmaz; yılbaşında 1859 olan tüketici fiyat endeksi, yılsonunda 2528’e çıkacak. Fiyatlar düşmeyecek, artmaya devam edecek ama hızı düşecek.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
22 Kasım 2024 burç yorumları
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı