Yaş yetmişbeş...

Kasım ayının son günleriydi. Florence Nightingale Hastanelerinin Ana Merkezi olan İstanbul (Çağlayan) Hastanesinin 8. katnda, ameliyatımın 3. gününde hastanenin konforlu geniş salonunda volta atarken arada bir dışarıyı seyrediyordum.

3 ay aradan sonra yine İstanbul'daydım. Prof Dr Azmi Hamzaoğlu ve Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Prof Dr İlhan Elmacı Hocalarımın ve ekiplerimin sihirli elleri sayesinde, öncelikle sağlığımı kazandım ve parmak hareketlerim düzelmeye başlamıştı.

Dışarıyı seyrederken, ünlü yazarımız, şairimiz Orhan Veli Kanık aklıma takıldı. Ne diyordu Şairimiz,

"İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar, ağaçlarda..."

Ben de Pencereden Hastanenin önündeki Abide-i Hürriyet parkı ve etrafındaki ağaçları seyrediyordum. Esen rüzgarda, sallanan dallardan sararan yapraklar dökülüyordu. Manzara melankolik olsa da hoştu. Sararan sonbaharın son günleriydi. Değişime hazırlanıyordu doğa. Değişen doğa, kışı yaşayacak, yeniden bahara ulaşacak. Doğa geleceğe doğru değişiyorsa, insanlık ta değişecek.

Değişim, Değişim, Değişim.

Doğadaki değişimi kim durdurabilir ki?

Ülkemiz de çürümüşlükten sona doğru aydınlığa doğru gidiyor. Değişimin ayak sesleri duyuluyor, görülüyor. Er geç ülkemiz de değişecek. Demokratik, mutlu, huzurlu bir ülke olacak. Buna yürekten inanıyorum. Kötü olmaya ve karamsarlığa hakkımız yok.

Ülkemiz son çeyrek asırdır çağdaşlıktan uzaklaşıp, gerici bir yapıya dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Bunun bir proje olduğunu iddia edenler olsa da başarılı olamayacaklar. Ülkemizin her kesimden her düşünce gruplarındaki demokratlar CHP ve Genel Başkanı Özgür Özel'in önderliğinde dayanışma ve paylaşımcı politikaları ile çağdaş bir yönetime ulaşacağımıza gönülden inanıyorum.

75 yaş demiştim. Gönlüm 40-45'inde ama gerçekleri güçte da olsa kabul etmek gerekiyor. Arada bir aynaya bakmak zorundayız.

İlk ameliyatımdan 3 ay sonra geç komplikasyon olarak gelişen "Subdural Hematom- Kafatası ile beyin arasında oluşan kanama ve hematom" nedeniyle, sağ el parmaklarımı kullanamaz oldum. Uzun süre yazılarıma ara vermek zorunda kaldım. Kusuruma bakmazsınız değil mi?

Bu arada yeni yıla girerken en büyük zenginliğin sağlık olduğunu yaşayarak öğrendim. Yeni yılda sağlığınızı ön planda tutun. Mutluluğun sırrı sağlıklı olmaktan geçiyor.

Bu arada hekim olarak müsaade ederseniz küçük bir öneride bulunmak istiyorum.

Sağlıklı olmak ve hasta olmamak için; Zeytinyağ, Limon, Çörek Otu ve Sarımsağı aklınızın ve sofranızın bir kenarında bulundurun..

Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için (oleik asit ve polifenollerden zengin) zeytinyağı,

Bağışıklık sistemi güçlendirip hastalıklardan korumak (kolestrolü düşüren, karaciğeri koruyan ve mide hastalıklarını önleyen) için çörek otu,

Kanser ve beyin tümöründen korunmak için limon,

Enfeksiyon hastalıklarından korunmak için sarımsak bulundurun ve düzenli tüketin. Siz bunları biliyorsunuz ancak ben yine de anımsatmak istedim.

2025 yılını tüm olumsuzlukları ile tarihin derinliklerine gönderirken; 2026 yılında barış, demokrasi, sağlık ve mutluluk herkesin olsun.

Prof. Dr. Nurettin DEMİR