Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Eylem Tok: Annelik iç güdüsü mü? Vicdansızlık mı?

İstanbul Eyüpsultan'da 1 Mart 2024 tarihinde saat 23.50 sıralarında meydana gelen olayda 16 yaşındaki T.C.'nin kullandığı cip, arıza nedeniyle emniyet şeridinde bulunan 3 ATV aracına çarpmış ve kazada mağdur Oğuz Murat Acı hayatını kaybederken 4 mağdur kişi de yaralanmıştı. Olayın ardından T.C.'nin, yazar olan annesi Eylem Tok ile Mısır'a kaçtığı tespit edilmişti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya X hesabından yaptığı paylaşımda, T.C. ve Eylem Tok hakkında yakalama kararı çıkarıldığını duyurdu. Bakan Tunç, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

 "01.03.2024 günü saat 23:50 sıralarında İstanbul Eyüpsultan'da bir kişinin ölümüne, 4 kişinin de yaralanmasına neden olan trafik kazasıyla ilgili soruşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle yürütülmektedir.

Kazanın ardından 18 yaşından küçük T.C. hakkında ‘Taksirle ölüme ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan ve annesi şüpheli Eylem Tok hakkında ‘Suçluyu Kayırma’ suçundan İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından yakalama kararı çıkarılmıştır. 

02.03.2024 tarihinde saat 03:50’de uçakla Mısır’a gittikleri tespit edilen T.C. ve annesinin Türkiye’ye iadesi için Mısır adli makamlarıyla temasa geçilmiş ve iade süreci başlatılarak şüpheliler hakkında kırmızı bülten talep edilmiştir. Mısır İnterpolü tarafından şahısların Mısır’dan ABD istikametine çıkış yaptıklarının bildirilmesi üzerine, adı geçenlerin ABD’den ülkemize iadesi amacıyla hazırlanan geçici tutuklama talep evrakı hem diplomatik kanaldan hem de İnterpol aracılığıyla ABD yetkili makamlarına iletilmiştir. 

İade süreci ve adli soruşturma titizlikle takip edilmektedir. Kazada hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.”

Diğer yandan yazar Eylem Tok hakkında bazı iddialar gündeme geldi ve bu olay sebebiyle bizi şaşırtmayacak şekilde aslında kendisinin marifetli (!) bir yazar olduğu ortaya çıktı. Tele1 gazete yazarlarından Demet Cengiz yazmış olduğu haber yazısında söz konusu iddialarını şu cümlelerle açıkladı:

“…Eylem Tok’un Instagram profilinde “Çok satan Mihr’in yazarı” yazıyor. Mihr’i, Hayy Kitap basmıştı. Yayınevi’nin ortaklarından Rauf Baysal, Tok’un sevgilisiydi. Baysal, Mihr romanının dağıtımını gerçekleştirdikten sonra bir hafta içerisinde Türkiye çapında bütün kitapları satın alıp romanı çok satanlar listesine sokmuştu. Bunu nereden mi biliyoruz? Ne kadar tutkulu bir âşık olduğunu ve aşkı için yaptığı fedakârlıkları anlattığı dostundan. Yine iddiaya göre romanı da bizzat Baysal yazmıştı. Audi marka bir araçla birlikte hediye etmişti. Lüks bir huy sanki!

Siz kaza yerinden toplanan telefonları ve yurtdışına kaçışı duyduğunuzda şaşırdınız ya… Ben şaşırmadım. 

Peki kim bu Baysal? Aşı karşıtı kitaplar basan yayınevinin sahibi bu eski sevgili, Süleymancılar tarikatındandı. Covid_19 nedeniyle öldüğünde geride birkaç aylık bir bebek bırakmıştı. Kayınpederi Süleymancıların önde gelen liderlerinden Mehmet Arıkan ve aileden pek çok kişi de aynı günlerde yine Covid_19’dan ölmüştü.

Süleymancılarla, ‘sosyetik yazar’ olarak anılan Eylem Tok’u yan yana getirmekte zorlandınız öyle değil mi?

Zorlanmayın…”

İşin en acı kısmı Somali Cumhurbaşkanının oğluna uygulanan hukukun halk üzerindeki etkisini görmemiz... Eğer bir yabancı, Türkiye’de birine çarpar ise cezasının 27.300 TL olduğunu daha önce sizlere aktarmıştım. Şimdi ise bu olayın vatandaşlar üzerinde nasıl bir etki doğurduğunu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) etkisiz kalmasının nelere sebebiyet verdiğini görüyoruz. Şimdi de başka birisi kendi çocuğu kaza yaptığında aynı uygulamadan yararlanabilmek için çocuğunu yurt dışına kaçırmıştır. Bu çok açık ve nettir. Bu sebeple cezaların caydırıcılığının derhal arttırılması gerekir. Fakat bu olayda “kaçmak” son derece yanlış bir karardır. Açıklayalım; 

Bir kere Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu yaşanan kaza neticesinde kaçmadı. Kaza sırasında yaralanan mağdurun yanındaydı. Ancak diplomatik bir aracın kullanılması ve şu anda polislerle ilgili soruşturması süren bir nedenle yakalama emri geç çıktı. Bu arada sanık yurt dışına çıktı. Bu sırada taraflar arasında belli anlaşmalar yapıldı ve mağdurun ailesinin şikâyetten vazgeçilmesi sağlandı. Fakat bu olaydaki durum çok farklı. Çünkü kaza yapan ehliyetsiz yaşı küçük bir suça sürüklenen çocuk konumunda. Onun sebebiyet verdiği, taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet suçu var. 

Ancak burada asıl mevzu şudur; suça sürüklenen çocuk T.C.’nin, annesi Eylem Tok tarafından doğrudan adalete teslim edilmesi gerekirdi. Ancak Eylem Tok’un suça sürüklenen çocuğu önce Mısır’a oradan ise oğlunun ABD vatandaşı olması sebebi ile ABD’ye kaçırması söz konusudur. Bu her şeyden önce bir merhametsizlik ve vicdansızlık örneğidir. Kaza mahallinde yaralıların o haliyle bırakılması ayrı bir dramdır. Ayrıca yaralıların cep telefonlarının toplanarak onların yardım istemesinin geciktirilmiş olması ise bir felakettir. Bu durum iddianame hazırlandığında, adli makamların suça sürüklenen çocuk hakkında lehe olan hükümleri uygulamama gerekçesi olabilir. Bir suç işlediği iddiası altında olan kişinin kaçması değil Türk yargısının adaletine sığınması beklenir. Suç işlendiği sırada veya suçtan sonraki davranışlar muhakkak yargı makamlarınca değerlendirecektir. Yasa bunu emreder. Çocuğunuz bir kazaya sebebiyet vermiş olabilir, ihmalleriniz olabilir ancak ne olursa olsun teslim olunmalıdır. Sonuç olarak kaza neticesinde bir can kaybı yaşanmıştır, bir anne olarak çocuğu yurt dışına kaçırarak şımartamazsınız. Bu halde bilinmelidir ki, yarın T.C.’nin başına gelecek olaylardan da anne Eylem Tok sorumlu olacaktır. Yani aslında anne, çocuğuna iyilik değil tam tersine kötülük yapmıştır.  

TCK’nın 283. maddesindeki suçluyu kayırma suçu, bu olayda uygulama yeri bulmaz. Çünkü TCK 283. madde hükmü uyarınca, suçluyu kayıranın üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz denilmektedir. Yani kanun burada bir şahsi cezasızlık sebebi koymuştur. Fakat, eğer olay yerinde cep telefonlarının toplanması gibi veyahut buna benzer delilleri karartmak gibi bir eylem söz konusu ise TCK’nın 281. maddesi uyarınca suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu kapsamında anne Eylem Tok hakkında soruşturma başlatılması gerekmektedir. Hele hele kamuoyunda anlatıldığı gibi, eğer hayatını kaybeden kişinin telefonu alınarak -o yaralı halde iken- ona ambulansın geç ulaşmasına sebebiyet verilmişse bu sebeple de bir soruşturma başlatılabilecektir.  

Ayrıca şu hususunda belirtilmesi gerekmektedir, 16 yaşındaki suça sürüklenen çocuk T.C.’nin ehliyetiz araç kullanması sebebiyle TCK 179. madde trafik güvenliğini tehlikeye sokma kapsamında da sorumluluğu doğmaktadır. Ancak T.C.’nin asıl yargılanması gereken suç TCK 85. madde taksirle ölüm ve yaralamaya sebebiyet suçu kapsamında olmalıdır. Söz konusu kanun hükmüne göre, “Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” denilmektedir. Kanun hükmü uyarınca iki yıldan onbeş yıla denilerek yargıçlara çok ciddi bir takdir alanı tanınmıştır. Somut olayda ise suça sürüklenen çocuk T.C., kaza neticesinde bir kişinin taksirle ölümüne sebebiyet vermesi ve aynı zamanda 4 kişinin yaralı olması ve sonrasında annesi Eylem Tok’un suça sürüklenen çocuğu yurt dışına kaçırması T.C.’nin daha ağır bir ceza almasına sebebiyet verebilir. Adaletten bu şekilde kaçılmasının mutlaka bir karşılığı olacaktır. 

Tekrar belirtmeliyim ki yapılması gereken kamuoyuna “annelik iç güdüsü, lütfen beni de anlayın.” şeklinde mesajlar vermek değildir. Yapılması gereken asıl şey Türk yargısına teslim olmaktır. Türk yargısından ve adaletten kaçılmaz. Yargı organlarının merhametine sığınılması ve meydana gelen kaza ile yüzleşilmesi gerekir.. Mağdurlara yardım edilemeden kaçılması ciddi bir insanlık problemidir.