Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6207
Dolar
Arrow
34,8656
İngiliz Sterlini
Arrow
44,4914
Altın
Arrow
3046,0000
BIST
Arrow
10.058

Muhtarlara daha çok yetki verilmelidir!

Arapçadan dilimize geçmiş “muhtar” sözcüğü “seçilmiş kimse” anlamına geldiği gibi Nazım Hikmet’in:

“Herkes dilediğini söylemekte muhtardır.”,

dediği gibi “özerk, özgür” anlamına da gelir:

Tabii ki kişinin üzerinde ağır bir siyasal ve toplumsal baskı yoksa!

Öte yandan Muhtarlık, kentlerin mahallerinde ve köylerde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en küçük yönetsel birimleridir.

İhtiyar heyeti ya da azalarıyla/üyeleriyle birlikte halk tarafından ilk elden seçilen kişilerdir.

Bir partiye üye olabilirler ama bir parti tarafından aday gösterilemezler.

Bir yandan da halkın doğrudan temsilcileridir.

Halk arasında itibarları yüksektir.

Herkezin tanıdığı sevilen sayılan kişilerdir.

Halk tarafından doğrudan seçilmiş insanların yönettiği en küçük toplumsal/siyasal birim olan Muhtarlık sistemi Dünya’nın başka hiç bir ülkesinde yoktur.

Türkiye’ye özgüdür.

***

Muhtarlık sistemi Osmanlı Devletinde 1829 yılında Yeniçeri Ocağının kapatılmasından sonra yerelde oluşabilecek güvenlik boşluğunu kapatmak için Padişah II.Mahmut tarafından fiilen oluşturuldu.

1864 ve 1876 yıllarında da yasal düzenlemeler yapıldı.

Uygulamaların bazen sürmesi bazen durmasıyla beraber Muhtarlık sistemi Cumhuriyet döneminde, 1924’de çıkarılan  Köy yasası, ardından 1945 yılında düzenlenen tüzükle bugunkü şeklini aldı. Bu durum 05.04.2004 yılında  yasalaştı.

****

Ülkemizde Devletin onlara verdiği görevleri yerine getiren Muhtarlıklar, Köy ve Mahalle Muhtarlıkları olmak üzere iki çeşittir.

Köy Muhtarlıkları köyün malına mülküne, tüzel kişiliğe sahiptirler.

Muhtar ve İhtiyar heyeti eliyle resen ya da imece usuluyle yapılacak köyün ortak işleriniyerine getirir, yönetir.

Muhtarlar ve ona yardımcı İhtiyar Heyeti üyelerinin çoğunluğu seçimle göreve gelir. 

Öğretmen, imam gibi kamu görevlilleri de İhtiyar Heyetlerinin doğal üyeleridir.

İhtiyar Heyetlerinin Üyeleri/Azalar nüfusa göre belirlenen bir sayıda, seçimle göreve gelir.

Kentlerin Mahalle Muhtarlıkları ise bölgelerinde Devletin onlara yasayla verdiği görevleri yürütür.

 Ancak mülkiyetleri olmadığı gibi mahallelerinin fiili sorunlarını ancak Belediyeler eliyle çözdürebilirler, bunun takibini yapabilirler.

Neredeyse işlevsizdirler.

Belediyeler de onlara pek bir şey sormaz!

2012 yılında çıkan Büyükşehir Yasası ve 2014 yılında yapılan düzenlemelerle, Büyükşehir Belediyeleri sınırları içinde kalan ilçelerdeki köyler Mahallelere dönüştürülmüş, tüzel kişilikleri ortadan kaldırılmıştır.

Yani Büyükşehir Belediyeleri içindeki bütün köyler bağlı oldukları ilçelerin mahallesi olmuş, yükümlü oldukları Devlet görevleri dışında köylerinin fiili işleri İlçe ve Büyükşehir Belediyelerine bağlanmıştır.

Bu uygulamalarla birlikte tüm köylerin ve mahallelerin  muhtarlarına aylık bağlanmıştır. Sonra bu ödenek Asgari Ücret düzeyine yükseltilmiştir.

2019 yılı seçimlere göre ülkemizde 31.912 mahalle, 18.337 köy muhtarı olmak üzere toplam 50.249 muhtar görev yapıyor.

Bu 50.249 muhtarın 593’ü mahallelerde, 47’si köylerde olmak üzere toplamda 640’ı kadındır.

Demokrasiyi geliştirmek, katılımcı bir Demokrasi oluşturmak için bu büyük bir potansiyeldir!

Tabii gerçekten halkın iktidarı isteniyorsa!

***

Görüldüğü gibi topraklarmızda 180 yıllık bir geçmişe sahip olan “Muhtarlık müessesi” köyde ve kentte Devletin en küçük birimi olmakla beraber halkın doğrudan seçerek görev verdiği bir yasal  oluşumdur. 

Zaman içinde, değişik sorumluluklar yüklense de neredeyse hiç bir zaman doğrudan karar verici duruma getirilmemiş bir bütçeleri olmamıştır.

Başlangıçte oldukça işlevsel olsalar da süreçte Merkezi Devletin destekçi, gözlemci bir yan kuruluşu olarak kalmıştır.

Vilayet, Kaymakamlık, Belediye gibi kurumların genel “istişari” toplantılarına davet edilseler de konumları sorun iletmek, verilen Devlet bilgilerini halka, halkın şikayetlerini üst makamlara iletmekten öte geçememiştir.

Bu nedenle halk arasında da bireylerin “Muhtar olma”, “muhtar seçilme” durumları zamanla çekici olmaktan uzaklaşmıştır.

***

Oysa Muhtarlık; demokratik uygulamalar, kent ve toplum için doğru karar verme olanakları sağlayan eşsiz bir kurumdur.

Halkla günlük ve bire bir ilişki içinde olan Muhtarların karar verme süreçlerine katılmalarının sağlanması uygulamalarda önceliklerin doğru belirlenmesinin, yararlılıklarının arttırılmasının, kaynakların daha yerinde kullanılmasının yolunu açabilir.

Devletin yüksek kademe yetkililerine ulaşma olanağı bulamayan vatandaşların Muhtarların varlığıyla Devlete en kısa yoldan ulaşması sağlanabilir.

Vatandaş gözünde Devlet,  sorunlarının çözümü için etkin karar verici ve uygulayıcıdır.

Sorunların çözülmesi için Devletin onları bilmesi, kaynak ayırması gerekir.

Muhtarlık Devletin seçilmiş bir  ögesi olduğuna göre aslında Devlet muhtarlıklar aracılığıyla vatandaşa elini uzatacağı kadar yakındır.

Muhtar aynı zamanda vatandaşın doğrudan doğruya seçtiği, ona çok kolay ulaşabilme olanağı bulunması nedeniyle de Muhtar eliyle Devlet de vatandaşlaşabilir.

Kararları buyurucu olmaktan öte halkın sesi olabilir.

(Niğde Eskisaray Mahalllesi Muhtarı Rüstem Kaplan)


***

Böylece Köy ve Mahalle Muhtarlığı yerel ve yöresel sorunların ivedilikle ve kolaylıkla çözülmesine eşsiz olanaklar sağlar.

Ülkeyi yöneten günümüz siyasi iktidarının ve hatta bazı muhalefet partilerinin Demokrasinin kökleşmesi ve yaygınlaşması için pek istekli olmadıkları  yaşadığımız ortamda Muhtarlıkların varlığı bir değerdir.

Hele son yıllarda Muhtarlara bireysel aylık/ödenek verilmesi, bunun asgari ücret gibi bir düzeyde olması yeni bir durum yaratıyor.

Çoğu emekli ve kendi işleriyle geçimlerini sağlayan kişilerin Muhtar olduklarında onlara emek ve zamanları karşılığı ek bir gelir sunulması, yurttaşlar için Muhtalığı bir çekim merkezi haline getiriyor.

Son seçimlerde Muhtarlık görevi için şimdiye kadar görülmemiş sayıda adayın baş vurması ve yarışması köy ve mahallelerde ilginç bir demokratik ortam oluşturdu.

Her ne kadar ucunda para olduğu için bu istekliliğin arttığı söylense, bunda bir gerçeklik payı olsa da  Muhtarlığa talip olanların kapı kapı dolaşıp oy istemesi, kendilerini somut olarak tanıtması demokrisi için bir kazanımdır.

Seçmenin yetki vereceği kişiyi elle tutabilmesi ve adayları karşılaştırarak değerlendirebilmesi, seçtikten sonra onun gözünün önünde olacağını bilmesi ve bunlara göre seçim yapması çok olumlu demokratik olgulardır.

****

Toplumların ilerlemesinde demokrasiden başka bir yol yoktur.

Demokrasinin gerçekleşmesi için halkın sadece oy vermesi değil yönetime katılması gereklidir.

Teknolojinin sağladığı olanaklar, bilgiye kolay ulaşılabilmesi; kamuoyu araştırmaları, internet, evinde oy kullanma olanağıyla adaylar, partiler arasındanseçim yapma  yöntemlerinin çeşitlenmesi nerdeyse bu olguyu zorluyor.

Yoksa, “Katılımın” olmadığı bir demokrasi, ne kadar iyi niyetli olunursa olsun çarpık çurpuk bir yönetim şekline dönüşebiliyor.

Halkın iktidarı yerine “tek adamların”, “oligarşilerin” yönetimine evrilebilir.

Kısır bir demokrasi ne kadar düzeltmeye kalkılırsa kalkınsın toplumun  çıkarlarını ve beklentilerini tam olarak yerine getiremez, karşılayamaz.

Toplumların refah ve özgürlük istemlerini karşılayacak; gelmekte olan ve  gelecek günlerin demokratik yönetim biçimi “Katılımcı Demokrasi”den başkası olamaz.

***

Demokrasinin “Katılımcılıkla” güçlenmesi için Köy ve Mahalle Muhtarlıkları çok önemli kurumlardır.

Kapatılmaları, yetkilerin azaltılması gibi demokrasi karşıtı görüşler beslemek  yerine Muhtarlıkar daha da önemsenmeli, yetkileri arttırılmalı, onlara bütçe verilmelidir.

 Belediyeler ve Kaymakamlıklar içinde karar verici ve uygulayıcı konumda olmaları için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Son yerel seçimler, ülkenin ekonomik kriz ortamında bu makama az olsa da verilen ücretin çekiciliğiyle birlikte, vatandaşların Muhtarlık görevine ne kadar çok istekli olduklarını göstermiştir.

Bu bağlamda “Muhtar” adına yakışır biçimde Devlet kademesi içinde “gerçekten muhtar, özgür” olmalıdır.

Yönetime göstermelik değil,  fiilen katılmalıdır.

Demokrasi temelden başlar.

Yoksa, yalnızca  “dar kadroları”, “oligarşileri” oluşturan kişiler değişir!

Yoksa, bir “tek adam” gider yerine yenisi gelir!

Sefa Taşkın

10.05.2024

Karşıyaka-İzmir