Suriye’de 13 sene süren iç savaşın sonunda Esad yönetimi devrildi. Arap Baharı bir ülkenin daha sonbaharı oldu. Yaşananların Türkiye için nasıl sonuçlar doğuracağını bilmiyorum ve öngöremiyorum.
Bununla birlikte dünyanın herhangi bir yerindeki olaya nasıl yaklaşmam gerektiğini ABD’nin tutumuna bakarak tayin ediyorum. Bilimsel bir yöntem değil ancak genellikle doğru sonuçlar veriyor. ABD mutluysa, o olayın ülkemiz için olumsuz sonuçlar doğuracağı neredeyse kesinleşmiş oluyor.
ABD ve destekçisi devletlerin tepkilerine baktığımızda, Suriye’de olan bitenin ülkemiz için pek de hayırlara vesile olmayacak sonuçlar doğuracağını söyleyebiliriz.
Muhaliflerin Şam’a ilerleyişini ve başkenti ele geçirdikleri görüntüleri izledik.
Suriye’ye bugüne kadar gitmediğim için ancak izlediğim kadarı ile yorum yapabiliyorum. Başkent Şam’daki binalar, yollar, caddeler ülkemizdekilerle kıyaslandığında oldukça eski ve bakımsız gözüküyorlar. Arada sanki birkaç on yıl fark var. Suriye’nin şehirlerini birbirine bağlayan otoyolların ülkemizin ulaştırma ağı ile kıyas kabul edilmeyecek derecede geri olduğunu söylemem de yersiz olmayacaktır.
Benzer şekilde Suriye Ordusu'ndan ele geçirildiği söylenen silah ve teçhizatlar da oldukça eski ve günümüz modern silahlarına benzemeyen nitelikte gözüküyorlardı.
Benzer bir konuyu kaza veya suikast sonucu ölen İran Cumhurbaşkanının helikopterini gördüğümde de düşünmüştüm.
Güney ve doğu komşularımızla mukayese ettiğimizde Türkiye Cumhuriyeti’nin imkân ve kabiliyetlerinin komşularımızdan fersah fersah üstün olduğunu görüyoruz.
Ülkemiz şehirlerinin, altyapımızın, ulaştırma ağının ve sanayisinin bu görece üstünlüğü Türkiye’nin daha zengin bir ülke olmasından mı kaynaklanıyor? Yanıt kısmen evet olsa bile asıl zenginliğimiz nitelikli insan gücümüz. Ülkemiz hakkında en sert şekilde özeleştiri yapsak bile bu durumu kabul etmemiz gerekiyor.
Ülkemizin bu bahsettiğim nitelikli insan kaynağının temeli nedir peki? Komşularımızla dini inançlarımızın, mezheplerimizin veya ırklarımızın farklı olmaları mı? Elbette hayır.
Yanıt iki sözcükte yatıyor; devrim ve cumhuriyet.
Yaklaşık 150 senedir mücadelesini verdiğimiz Türk Devrimi sayesinde bu ülkelerden daha ilerideyiz. 1908’de, 1923’te yurttaş olma, ulus olma mücadelesi verdik.
Kadın erkek eşitliğini sağladığımız için bahsettiğim komşularımızdan daha iyi durumdayız.
Devlete din, ırk, mezhep bağıyla değil vatandaşlık bağıyla bağlı olduğumuz farklıyız. Laik yasalara sahibiz, 1926’da Medeni Kanun’u uygulayabildiğimiz için toplumsal barışı sağlayabiliyoruz.
Ne kadar yıpratılmış olsalar bile kurumlarımız var. 2016 yılında en çalkantılı günlerde bile sınır ötesinde görevler icra edebilen güçlü bir ordumuz var. Tıp, mühendislik, yazılım gibi alanlarda dünya standartlarında hatta daha üzerinde pırıl pırıl insanlarımız var.
Batılı haber kanallarında Suriye’de “ılımlı” diye pazarlanan liderlere baktığınız zaman ne görüyorsunuz?
Japon üretimi, kasasında makinalı silahlar olan kamyonetler üzerinde göbeğine kadar sakallı cihatçıları gördüğünüz zaman aklınıza yurttaşlık, kadın erkek eşitliği, laiklik veya demokrasi geliyor mu?
“Cumhuriyet hatalı kuruldu, Atatürk diktatördü, devrimler halka rağmen yapıldı, eşit yurttaşlık lazım” gibi zırva laflar sarf ederek Türk Devrimini küçümseyen densizler için komşularımız ve Ortadoğu bir ibret tablosu olarak duruyor.
Yaklaşık 40 senedir bölücü bir örgüte karşı mücadele eden bir ülkede bunca can kaybına rağmen insanların birbirlerini boğazlamamaları büyük bir olaydır. Yugoslavya olmadıysak bunu beğenilmeyen cumhuriyete borçluyuz. İnsanımız her türlü kışkırtmaya rağmen mezhep ve etnik ayrılıklarından dolayı ayrışmaya yanaşmamaktadır.
Bugün bizi daha iyi durumda yapan ne varsa yalnızca ve yalnızca Türk Devrimine borçluyuz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ve temelleri son derece sağlam. Akılcı olduğu ve egemenlik temelini ulusa dayandırdığı için hala ayakta. Türk Devriminin en parlak noktası olan Mustafa Kemal Atatürk’e ve diğer tüm kahramanlarımıza minnet duyuyoruz.
Karamsar olmadan geçmişten alacağımız ilham ve bilim egemen akıl yoluyla çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz yok.
Çok Okunanlar
Yangında hayatını kaybeden Nedim Türkmen'in kızının son mesajı ortaya çıktı
Yangında THY çalışanı da hayatını kaybetti! Ortaya çıkan son mesajı kahretti
Kartalkaya'daki büyük felakette hayatını kaybedenlerin kimlikleri açıklandı
Gelinim Mutfakta 22 Ocak Çarşamba puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?
BEDAŞ 22 Ocak'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Bolu'daki otelde yangın merdivenleri işte böyle görüntülendi
Erdoğan hakkındaki fezlekelere ne oldu?
Felaketin ardından otelin geçmişi ve sahipleri hakkında tüm bilinenler
Devlet tam da budur
Otel yanmış Bakan Ersoy neyin derdinde!