Din dersleri Kuran'a aykırı...

Okullarda zorunlu din dersleri var değil mi?

Evet var.

Peki, dinde zorlama var mı, yok mu? Bir bakalım.

Bu sorunun cevabı için çağdaş uygulamaları ve bilimsel açıklamaları örnek göstermemiz gerekir ama, hadi onu göstermeyelim, muhafazakâr kesimin anladığı dilden, yani dinden örnek gösterelim. 

Öncelikle ülkemizdeki okullarda din eğitimi zorunlu mu?

Evet fazlasıyla zorunlu. Hatta öyle zorunlu ki ilk ve orta öğretimde din dersi 16 saat. Yabancı dil, spor ve sanat dersleri de daraltıldı, matematik, fen gibi bilimsel dersler azaltıldı, bilimsel derslerin toplamı din ve dinî ağırlıklı derslerden daha düşük seviyede. Ayrıca camide uygulamalı eğitim, imamların okula gelmesi de zorunlu.

Yeni haftalık ders çizelgesine göre de tüm ortaokullarda birinci sınıfta 18 saat Arapça dersi verilmesinin de önü açıldı. Tabiî bu haber bazı gazetelerde neredeyse müjde olarak verildi.

Eğitimimizin durumu bu.

Peki, çok basit bir soru sorarsak kendimize; ülkemiz ağırlıklı din dersleri ile mi kalkınacak?

Bu sorunun cevabı “evet” ise ağırlıklı din dersleri ile kalkınan bir ülke var mı? Yok.

Aksine kalkınmayı bırakın, dünyanın en fakiri ve en sömürülen ülkeleri din ağırlıklı eğitim veren ülkeleri.

Hadi bunları bir kenara bırakalım; Bir Türk olarak bizler niye Arapça dersi veriyoruz çocuklarımıza? Veya herhangi bir Arap ülkesi okulunda kendi çocuklarına Türkçe dersi veriyor mu?  Tabii ki hayır.

Peki zorunlu din dersleri Kuran’a veya İslam dinine aykırı mı? Evet aykırı. Bilakis zorunlu din dersleri Kuran’a aykırı.

İşte; Bakara Suresi, 256. ayet; “Dinde zorlama (ve baskı) yoktur” diyor.

Yunus Suresi, 99. ayet ise; “Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi. Öyleyse, onlar mümin oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?” diyor.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Buradan anlaşılıyor ki ülkemizde uygulanan zorunlu din dersleri Kuran’a aykırı.

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de okul öncesinde zorunlu dini eğitim geliyor iyi mi?

Talimat Saray'dan. Kaçak saraydan tabi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin okullarda uygulanan müfredatın “sadeleştirileceğini” açıkladı. Açıklamaya göre ilkokul 4. sınıfta başlayan din dersleri okul öncesine kadar indirilecek.

Sadeleştirilecek dediği bu.

Ayrıca tüm derslere “din” içerikli konular da eklenecek. Yani mimar mühendis doktor vs. dururken ülkeyi imamlarla geliştireceğiz. Ve ülkeyi cemaatlere ve tarikatlara teslim edeceğiz.

Bu durum 100. yılında Cumhuriyetten intikam alma olayından da öte, devleti çökertme senin anlayacağın. Devletin hal’lini istemek.

Zaten bir ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) sistemiyle laik eğitimin ve bilimsel düşüncenin içine ettiler, şimdi eğitimi kökten yok edecekler.

Afganistan’daki Taliban da aynı eğitimi veriyor. Ne fark var? Hiçbir fark yok. 

Sadece mekân farkı var. Onlar mağarada bizler binada. Ama eğitim aynı eğitim.

Milli Eğitim Bakanı “kız okullarının açılabileceğini” de söylemişti. Bu sözü ile karma eğitime son vereceğini söylemek istedi bir bakıma. Böyle giderse 3-5 sene sonra da benzer biri çıkar, “kız çocuklarının okuması dinen caiz değildir” der olur biter. 

Sen sağ ben selamet.

Eğitim, bir ülkenin geleceğinin teminatıdır. Ülkemizin geleceği olan eğitim sistemi büyük maalesef bir felaket.

Yukarıda ayetlerini söyledik. Dinde, dolayısıyla eğitimdeki din derslerinde zorlama olmaz. "Zorlamayın" diyor Kuran. Örneğin, Kâfirûn Suresi 6. ayet de insanları belirli bir dine zorlamaya karşı. Bu yaptığınız İslam dinine aykırı.

Kuran’a aykırı.

Eğitim, bir ülkenin geleceğidir. Atatürk’ün dediği gibi “Eğitim bir milleti ya özgür, bağımsız ve gelişmiş bir toplum yapar, ya da esir eder, sefalete terk eder”

Çağdaş eğitim zorunludur.

Din ise zorunlu değildir. Evde, camilerde yapılan, Tanrı ile kul arasındaki gönüllü bir ibadettir.

Ama sizinkisi ülkeyi felakete götüren son ihanettir.