Henüz vahşice öldürülen 19 yaşındaki İkbal’in kalbimizdeki acısı dinmemişken, aralarında daha yeni doğmuş yavru kedi ve köpeklerin de bulunduğu 43 hayvanın şırınga ile katledildiği haberi, allak bullak etti. İlaç enjekte edilerek öldürülen kedi ve köpeklerin siyah çöp poşetlerinde, konteynırlara atılan görüntülerine bakmak yürekleri dağlıyor.
Bu vahşeti kim yapabilir? O masum köpekleri, kedileri gözü kırpmadan öldüren nasıl bir canidir? Ne tür bir veteriner hekimdir? Bu katliam nasıl görev edinilebilir?
Ötanazi hayati fonksiyonlarını kaybetmiş canlılar için yapılır. Sağlıklı sokak hayvanını öldürmek suçtur! Hayvanları yaşatmayı değil, yok etmeyi seçen belediyeler “Keta-Control” adlı ilacı sipariş etmeye başlamış.“Keta-Control” adlı ilacı çok sayıda belediyenin satın aldığı bilgisi var. Yani sokak hayvanlarının katliamı devam mı edecek anlamına geliyor?
Bir şiddet sarmalına kapıldık, çıkamıyoruz. Madımak Oteli’nde, Sivas katliamında, yakılmaktan son anda kurtulan Aziz Nesin;
“Türkiye hasta! Ahlaken hasta, düşünce olarak hasta, eylem olarak hasta! Gerçekten hasta” demişti.
Türkiye bugün daha çok hasta! Tüm dokularına yayılmış durumda. Türkiye’nin değerleri çürüdü ama farkında değil. Türkiye, Bugün yapılan katliamı yarın unutuyor. Bu toplum ne yazık ki alzheimer oldu.
53. Gündeyiz. 8 yaşındaki, güzel yüzlü, masum gülüşlü Narin’in ne katilleri ortaya çıkarıldı, ne de öldürülme sebebi bulundu.
Türkiye Narin’i unuttu.
En vahşi cinayet bile kamuoyu nezdinde bir süre sonra normalleştiriliyor.
Türkiye önce normalleştiriyor, sonra unutuyor.
Artan vahşeti, artan şiddeti, elinde çekirdek, “katil aranıyor” konseptli TV programlarını izler gibi izliyor Türkiye!
Tüm sorunların içinde olmasına rağmen, artan geçim sıkıntısını, artan yoksulluğu, artan intiharları, artan gelir adaletsizliğini, artan hukuksuzluğu, artan kadın cinayetlerini, artan kayıp çocuk vakalarını, artan aile içi şiddetini, artan sokak hayvanı katliamlarını TV programı izler gibi izliyor Türkiye.
İlkokulda sınıf öğretmeni olan bir arkadaşımın söyledikleri içimi ürpertti. “Geçtiğimiz yıllara oranla, çocuklar arasındaki akran zorbalığı kat be kat arttı,” dedi. Çocukların birçoğu birbirleriyle şiddet dili üzerinden iletişim kuruyormuş. Çocuklar arasındaki şiddet nasıl artmasın ki?
Her yerde şiddet var. Televizyonda, dizi ekranlarında, haber kuşağında, sokakta, mahallede, evde, ailede…
Çocuklar ne görürse, ne izlerse, neye tanık olursa, onu yapar.
İçinde savrulduğumuz şiddet sarmalından koruyun çocuklarınızı.
Hasta Türkiye’den ne derece sağlıklı çocuklar çıkacak bilmiyorum.
Ama şunu biliyorum; Sağlıklı toplum, sağlıklı çocuklar yetiştirmekle başlar.
Daha geç olmadan artık toparlan…
Sarsıl ve kendine gel Türkiye!
Çok Okunanlar
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi'nde son tarih belli oldu
İhlas Holding hisseleri neden yükseliyor?
Ocak 2025 memur maaş zammı ne kadar, kaç TL olacak ve yüzde kaç zam gelecek?
2 Aralık 2024 reyting sonuçları: En çok Uzak Şehir mi Kızıl Goncalar mı izlendi?
BEDAŞ 3 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Süper Lig'de Gol Krallığı yarışında son durum
İBB burs sonuçları ne zaman açıklanacak?
Gelinim Mutfakta bugün kim birinci oldu? 3 Aralık Salı altını hangi gelin aldı?
Ankara'da 17 erkek öğrenci, kız öğrenciyi okulda defalarca istismar etti!
Semih Çelik'in odasının fotoğrafları ortaya çıktı