Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6287
Dolar
Arrow
34,8925
İngiliz Sterlini
Arrow
44,3362
Altın
Arrow
3006,0000
BIST
Arrow
10.125

Teleferik

Söke’de avukatlık yapan Memiş Enes Gümüş, öğretmen eşi ve iki oğluyla, Şeker Bayramı’nda hem akrabalarını ziyaret etmek, hem de tatilin keyfini çıkartmak için Antalya’ya geldiler.

Dünyanın cazibe merkezi Antalya’yı, Bey dağlarından izlemek için, Konyaaltı Sarısu’da bulunan Tünektepe Teleferiği’ne binmek için yola çıktılar.

36 kabiniyle, 1200 kişi taşıma kapasitesine sahip teleferik, Antalya Körfezi’ne binlerce metre yukardan  seyretmenin keyfini, 9 dakikada Liman’dan torosların en tepesine çıkararak, büyülü bir atmosferde ziyaretçilerine yaşatıyor.

Geçtğimiz yıl ben de 12 ve 7 yaşındaki iki yeğenimle teleferiğe bindiğimde, hem doğanın büyüleyici güzelliğini yaşamış, hem de uçurumun üzerinde incecik bir kabloya asılı giderken teleferikte olmanın ürkek tedirginliğini hissetmiştim.

54 yaşındaki Memiş Enes Gümüş, iki oğlu Fatih (14), Lütfullah (17) ve eşi Kezban Gümüş’le birlikte Tünektepe teleferiğine bindiğinde aynı tedirginliği hissetti belki de. Saat 17.30 civarı, çok büyük bir gürültüyle, teleferik hattındaki beşinci direk kırıldı. Kabin savrularak direğe çarptı. Gümüş ailesini taşıyan kabinin alt bölümü koptu. Ağır hasar alan kabindeki 8 kişi metrelerce yükseklikteki kayalıklardan aşağı düştü. Baba Memiş Gümüş hayatını kaybetti. Çocukları ve eşi yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

Menderes Türel’in Antalya Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde hayata geçirilen 605 rakımlı teleferiğin açılışını, zamanın başbakanı Binali Yıldırım gerçekleştirmiş, Tünektepe Teleferiği, “Türkiye’nin maliyeti en ucuz teleferiği” olarak tanıtılmıştı.

O akşam  teleferiğe binen ziyaretçilerin 9 dakikalık mutluluğu, 23 saatlik bir kabusa dönüştü. Kabinlerde mahsur kalan 174 kişi, geceyi binlerce metre yükseklikte, her an düşme korkusu içinde, havada asılı kalarak geçirdi. Yolcular arasında küçük çocuklar, anneler, yaşlı insanlar vardı. Bu travma hayat boyu unutulmayacak. Saatlerce süren kurtarma seferberliği, kurtarma görevlilerinin, itfaiye ekiplerinin titiz çalışması ile 173 kişi başarıyla tahliye edildi. Zor şartlarda görev yapan tüm arama kurtarma görevlilerini yürekten kutlamak gerek.

Ancak AFAD başkanı Okay Memiş’in teleferik faciasına ilişkin yaptığı ilk açıklamada, teleferik direğinin heyelan yüzünden devrildiği söylendi. Savcılığın bilirkişi heyetinin hazırladığı ön rapora göre teleferik hattını taşıyan 5 no’lu direğin heyelan neticesinde devrilmediği, koptuğu ortaya çıktı!

Teleferiğin işletmesi Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı. Dolayısıyla bakım ve denetimi de Antalya Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda. CHP Genel başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, teleferiğin bakımının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanmış şirket tarafından yapıldığını açıkladı.

Söz konusu insan hayatı! İktidar ve muhalefet topu birbirine atmamalı.

Antalya’da bir teleferik hattı daha var. Tahtalı teleferiği. 4350 metre uzunluğu ile dünyanın en uzun teleferik hatlarından biri. İsviçre teknolojisi ile hayata geçirilen teleferiğin işletmesi ve bakımı, teleferiği yapan Olympos Teleferik A.Ş Doppelmayr/Garaventa ABB/Frey AG’ye ait. Denetimi ise hem  Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’na, hem de Avrupa’da yetkili Teleferik halatı Denetim Bürosu ROTECH Deutshland’a. Yani denetimi iki kurum yapıyor.

Bu yazı yazılırken  kurtarma ve tahliye operasyonu sona ermişti, ama akılda çok soru var. Teleferik Faciası titiz bir çalışma ile soruşturulmalı ve sorumlular ortaya çıkarılmalı.

Antalya sadece Türkiye’nin değil, dünyanın cazibe kentlerinden biri. Her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca turiste ev sahipliği yapıyor. Antalya’nın dünyanın dört bir yanından kabul ettiği ziyaretçilerine karşı sorumluluğu büyük.

İnsan hayatı, farklı idelojilere sahip iktidar ve belediyenin arasındaki çatışmaya bırakılmayacak kadar önemli. İnsan hayatı siyaset üstüdür. Aslolan yaşatmaktır!

Teleferik kazasında bir İsviçre vatandaşı hayatını kaybetmiş olsaydı, uluslararası toplum harekete geçmiş, soruşturma çoktan başlatılmış, Türkiye Devleti, kazada ölen kişinin ailesine yüksek tazminat miktarları ödemek zorunda kalacaktı.  

Ne yazık ki bu ülkede yaşayan hiçbir Türk vatandaşının hayatının  bir değeri yok.

Çorum Tren kazasında 25 kişi hayatını kaybetti.

Soma Maden faciasında 301 madenci öldü.

6 Şubat depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın gerçek sayısı bile açıklanmadı.

En son İliç’te yaşananlar… Toprak altında kalan 9 işçiden sadece birinin cansız bedenine ulaşılabildi.

Teleferik faciasına da yine birileri

Kader deyip geçecek.

Çünkü insan hayatı Türkiye’de en ucuz şey!