Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Doha toplantısı ve Türkiye'siz istikrar gücü

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze’de bir Uluslararası İstikrar Gücü oluşturulması amacıyla Katar’ın başkenti Doha’da toplantı düzenlenmiştir. Toplantıya 45 ülke katılırken Türkiye’nin davet edilmemesi, Ankara’nın ABD ve Katar ile ilişkileri göz önüne alındığında dikkat çekici bir tablo ortaya koymaktadır. İsrail medyasına göre Türkiye’nin davet edilmemesinin temel nedeni İsrail’in bu yöndeki açık itirazıdır. 

İsrail’in Türkiye’nin bu tür bir yapıda yer almasını istememesi, kendi güvenlik ve çıkarları açısından bakıldığında anlaşılabilir görülebilir. Ancak ABD’nin bu itirazı kabul etmesi Türkiye ile “iyi ilişkiler” söyleminin ne kadar samimi olduğu sorusunu da beraberinde getirmektedir. NATO müttefiki Türkiye’nin, böyle önemli bir güvenlik planlamasının dışında bırakılması, ABD’nin bölgesel krizlerde Türkiye’yi ne ölçüde stratejik ortak olarak gördüğünü yeniden tartışmaya açmaktadır.

TÜRKİYE NEDEN DIŞARIDA BIRAKILDI?

Doha’daki toplantının amacı, Uluslararası İstikrar Gücüne katılacak devletlerin asker, silah ve finansman kapasitelerini tespit niteliği taşımaktadır. Toplantının Katar’da yapılması ise tesadüf değildir. Katar’ın Hamas ile yapılan görüşmelerde arabuluculuk rolü üstlenmesi ve Gazze’nin geleceğine yönelik alınacak karara ev sahipliği yapması ABD ile Katar arasındaki stratejik ilişkinin bir yansımasıdır. 

Bu genel çerçeve içinde Türkiye’nin toplantıya davet edilmemesi ise doğrudan İsrail’in güvenlik algılarıyla ilişkilidir. İsrail, Türkiye’yi Hamas’a yakın bir aktör olarak değerlendirmekte ve Türk askeri varlığının Gazze’de kalıcı bir unsur hâline gelmesinden endişe duymaktadır. Bu nedenle Türkiye’nin uluslararası güç içinde yer almasına karşı çıkmaktadır. ABD ise Türkiye’yi daha çok lojistik destek sağlayabilecek bir aktör olarak görse de İsrail’in vetosuna itiraz etmemeyi tercih etmiştir.

Bu toplantı Gazze’de kurulması planlanan Uluslararası İstikrar Gücü oluşumunun ne kadar işlevsel olabileceğini göstermesi bakımından da önem taşımaktadır. Toplantının ayrıntılarına bakıldığında şimdiden ciddi sorunların ortaya çıktığı gözlenmektedir. İsrail’in Türkiye’nin katılımını veto etmesi bir yana, toplantıya katılan ve askeri destek vermeye hazır olduğunu açıklayan Endonezya ve Pakistan gibi ülkelerin İsrail’i tanımayan devletler olması, Gazze’de İsrail ile nasıl bir koordinasyon sağlanacağı sorusunu beraberinde getirmektedir.

Sahadaki gerçeklik ise daha da dikkat çekicidir. İsrail’in Gazze’de ateşkes konusunda hala net ve uzlaşmacı bir tutum sergilemediği son dönemdeki askeri eylemlerinden açıkça görülmektedir. Ateşkesin bozulabileceği ve çatışmaların yeniden başlayabileceği yönündeki endişeler devam etmektedir. Yüksek riskli bu bölgeye asker gönderme konusunda katılımcı devletlerin duyduğu çekinceler ve tarafların bölgede çatışan çıkarları, Uluslararası İstikrar Gücü’nün geleceğini daha da belirsiz hale getirmektedir. 

Bu tabloya ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze ile ilgili daha önce açıkladığı planlar da eklenince uluslararası gücün, ABD’nin söz konusu planlarını gerçekleştirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmesine yol açmıştır. Nitekim bu süreçte asıl karar vericinin ABD olduğu görülmektedir. İsrail’in güvenliği için eyleme geçilirken ve bu yönde programlar yapılırken, Filistinlilerin ihtiyaçları ile ne kadar ilgilenildiği de tartışma konusu haline gelmiştir.

İsrail’in kısa süre önce saldırı düzenlediği Katar ile ilişkilerini devam ettirmesi, bölgedeki dengelerin “ABD isterse olur” anlayışıyla şekillendiğini göstermekte ve devletler ABD’nin belirlediği sınırlar içinde hareket edebilmektedir. 

Sonuç olarak, Gazze’de ateşkes sürecinde diplomatik girişimlerde bulunan ülkelerden biri olan Türkiye’nin, Uluslararası İstikrar Gücü’nün oluşturulmasına yönelik toplantının dışında bırakılması, söz konusu girişimin meşruiyetine gölge düşürmektedir.